İçeriğe geç
Home » Lavanta Hakkında » Lavanta Bitkisi Yetiştirmek

Lavanta Bitkisi Yetiştirmek

Lavanta Bitkisinin Toprak ve İklim İstekleri

Lavanta derin kök yapısıyla birçok uçucu yağ bitkisinin yetişemeyeceği kadar az yağışlarda/kurak bölgelerde yetişebilme özelliğine sahiptir. Ancak ticari lavanta üretimi için aşırı sıcak yazlar ve ılık kış mevsimleri uygun değildir. Çünkü aşırı sıcak yazlar büyümeyi engelleyerek verim ve kalitede düşüşe neden olurken, Ilık kış mevsimleri bitkinin yaz döneminde bolca çiçek açması için ihtiyaç duymuş olduğu soğuklanma ihtiyacını karşılayamamaktadır. İyi bir çiçeklenmenin olması için kış aylarında belirli bir süre soğuğa maruz kalması gereklidir.

Lavanta çok farklı yapıya sahip topraklarda yetişebilmekle beraber bitki besin elementleri açısından pek zengin olmayan, kireççe zengin, kumlu, drenaj sorunu olmayan ve pH’sı 6,0-8,5 olan kuru ve kalkerli topraklarda iyi bir gelişme göstermektedir. Taban suyu yüksek, aşırı nemli ve besin elementleri ve organik maddece zengin topraklarda kültürü yapılırsa uçucu yağ oranı düşmektedir. Çünkü besin elementleri ve organik maddece zengin topraklarda, yeterince su da bulunduğunda bitki vejetatif gelişime devam etmekte ve çiçeklenmesini geciktirmektedir.

Lavandula angustifolia (ingiliz lavantası) sahip olduğu genetik varyasyon zenginliği nedeniyle soğuk iklimden tropik iklime kadar değişen bölgelerde yayılış göstermekte ve 1700 m’ye kadar rakıma sahip bölgelerde yetişebilmektedir. Artan rakıma bağlı olarak bitkilerde daha fazla sayıda ve parlak renkli çiçeklerin oluşması nedeniyle bu bölgelerde uçucu yağ verimi de artmaktadır. Ancak kışı çok soğuk geçen bölgelerde tarımı yapılacak olursa aşırı kış soğuklarından zarar görme ihtimali her zaman bulunmaktadır. Bu nedenle soğuk bölgelerde plantasyon kurulurken güneye bakan, rüzgarlara kapalı ve hafif eğimli alanların seçilmesinde yarar bulunmaktadır. İngiliz lavantası yüksek rutubete karşı dayanıklı değildir, yıllık yağışın 300-1400 mm arasında değiştiği bölgeler bu cinsin kültürü için daha uygundur.

Lavandula latifolianın (Alman lavantası) dona karşı toleransı İngiliz lavantasına göre daha düşüktür ve 200-700 m rakıma sahip bölgelerde yetişebilmektedir.

Lavandula intermedia (Hibrit Lavanta) türü ise 700-1000 m rakıma sahip bölgelerde daha büyük başarıyla yetiştirilmektedir.


Lavanta Üretimi

Lavanta bitkisinin tohumlarının küçük olması, tohumların çimlenme süresinin uzun olması, çimlenen tohumların çıkışlarının ve çıkıştan sonra fidelerin ilk gelişim döneminin yavaş olması nedeniyle tohumdan üretim oldukça zordur ve doğrudan tarlaya ekim yöntemindense, tohumdan fide üretilerek, bu fidelerin tarlaya dikilmesi tercih edilmelidir. Ancak tohumdan fide yetiştiriciliği de zahmetli ve yoğun bakım gerektiren bir işlemdir ve yabancı döllenme nedeni ile lavantanın genotipini korumak oldukça zor olmaktadır.

Lavanta üretiminde en çok kullanılan yöntem çelikle çoğaltım yöntemidir. Bu yolla çoğaltımı yapılan lavantanın genotipini korumak daha mümkün olabilmektedir. Çelikle çoğaltılan bitkilerin her biri klon olup, genotipleri çoğaltımda kullanılan ana bitkinin aynısıdır. Çelikle üretim için sağlıklı, verimli ve kaliteli lavanta bitkilerinden 10-15 cm uzunlukta alınan sürgün çelikleri 3000 ppm indol-3 bütrik asit (IBA) uygulandıktan sonra % 30 kompost ve % 70 kumdan oluşan, sıcak ve nemli tutulan yastıklarda köklendirilir (Baydar ve Nimet, 2013). Melez olduğu için tohum oluşturma kabiliyeti olmayan hibrit lavanta sadece bu yolla çoğaltılabilmektedir.

Lavantada çelikle çoğaltımda iki tip çelik kullanılmaktadır. Bunlar odunlaşma başlangıcında olan yumuşak ve yarı sert çeliklerdir. Çok sayıda köklendirilmiş çeliğe ihtiyaç duyulduğunda yumuşak çeliklerin kullanılması tercih edilmektedir. Yumuşak çelikler ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere iki farklı zamanda alınabilmektedir. Eğer çelikler sonbaharda alınacak ise ilkbaharda veya yaz başlarında sürgünlerin üzerindeki çiçek tomurcukları uzaklaştırılarak ana bitkide çok sayıda yumuşak sürgünün oluşumu teşvik edilmelidir.

Köklendirme için alınacak yumuşak uç sürgünlerin boyu 6-8 cm olmalıdır. 6-8 cm’lik bu yumuşak sürgünlerin dip kısmının 3-4 cm’lik bölümünde bulunan yapraklar çelikten uzaklaştırılır ve hormon çözeltisine batırılarak köklenmesi için dikimi yapılır. Yumuşak çelikler kullanılarak yapılan çoğaltımda köklendirme başarısı yüksek olup, yastıklara dikilen çeliklerin % 90’nı köklenebilmektedir. Az sayıda çeliğe ihtiyaç duyulduğunda ise ısıtma ve sera kullanılmaksızın yarı sertleşmiş çeliklerden çoğaltım yapılabilmektedir (Beus, 2006). Yarı sert çeliklerin kullanımında köklenme oranı oran % 50-80 arasında değişmektedir. Çelikle üretimde başarılı bir sonuç elde etmede çelik alma zamanı da oldukça önemlidir.


Fide Dikimi

Lavanta Fidelerinin sökülüp yeni bir tarlaya dikilmesi için bitkinin uykuya geçmesi mutlaka beklenmelidir. Lavanta fidesinin uykuya geçmesi için iklim şartlarına bağlı olarak kırağı düşmesi beklenir. Buda Kasım-Aralık aylarında oluşmaktadır. Bu dönemde sökülen fidelerin dikimi iklim ve toprak şartlarına göre Kasım-Aralık-Ocak-Şubat-Mart ayları arasında yapılabilir. Fideler dikildikten sonra, can suyu verilmelidir. Fide dikimi yine iklim şartlarına bağlı olarak Mayıs ayında da yapılabilmektedir. Ancak güz ve kış aylarında yapılan dikimlerde verim bitkinin soğuklanma ihtiyacına daha uygun olduğu için Mayıs ayında yapılan dikimlere göre daha yüksek olmaktadır. Fide dikiminden sonra bitkilere cansuyu verilmesi çok önemlidir.

Lavanta fideleri dikilmeden önce tarlanın yabancı otlarda temizlenmiş olması son derece önemlidir. Dikim yapılmadan önce arazide derin sürüm yapılır, diskaro ve tırmık ile düzeltilen araziye fideler oturtulur.

Lavanta yetiştiriciliğinde 140 cm sıra arası ve 35 cm sıra üzeri mesafe yetiştiricilik için uygundur. Bu mesafeler otomasyon hasat yapılırken traktörün teker ara mesafesinden dolayı bu şekilde hesaplanmıştır. Buna göre dikim yapıldığında dönüm başına (1000 m²) 2200 adet lavanta fidesi dikilebilmektedir. Lavanta ekilecek olan tarlaların güney ve güneybatı yönünde, yamaçlık ve güneşi gören araziler olması verimi artırmaktadır. Toprağın hafif alkali ve pH değeri 6-8,5 arasında olması lavantanın verimine önemli bir katkı sağlamaktadır.


Lavanta Tarlalarında Gübreleme

Lavanta yetiştiriciliğinde toprağın bitki besin elementleri bakımından çok fazla zengin olması istenmemektedir. Çünkü toprağın besin elementleri bakımından zengin olması üretilen uçucu yağın oranı ve kalitesini olumsuz etkilemenin yanı sıra çiçek verimini de düşürmektedir. Bu nedenle gübreleme yapılırken dikkatli olunması gerekmektedir. Özellikle Lavandula angustifolia diğer yaygın şekilde kültürü yapılan iki türlere kıyasla bitki besin elementi bakımından daha fakir toprakları tercih etmektedir.

Lavanta bitkisinin en fazla ihtiyaç duyduğu azot ve fosfordur. Azotlu gübreler bitkinin vejatatif gelişmesini (dal ve yaprak) sağlar. Lavanta plantasyonu ilk kurulduğu yıldan itibaren 3 yıl süreyle azotlu gübreleme yapıldıktan sonra azotlu gübrelemeye son verilmelidir. Bu ilk üç yıl içinde her yıl uygulanacak olan azotlu gübre ikiye bölünerek yarısı ilkbaharda bitkiler uyanmaya başlayınca diğer yarısı ise ilk biçimden sonra verilmelidir (Bienvenu, 1995, Https://www.dalrrd.gov.za/, 2009, Beus, 2006). Yapılan toprak analizi sonucu ihtiyaç olduğu ortaya çıkarsa uygulanacak olan fosfor ve potasyum uygulaması yapılmalıdır. Ayrıca toprağın pH’nın çok düşük olması durumunda bunu düzeltmek için bir miktar kireç uygulaması yapılabilmektedir (Bienvenu, 1995, https://www.dalrrd.gov.za/, Beus, 2006, Biesiada, 2008).

Lavanta tarlalarında toprak yapısını iyileştirerek daha yüksek çiçek verimi elde edebilmek için 2-3 yılda bir olacak şekilde 2-4 ton/da dozuyla çiftlik gübresi uygulanıp, toprağa karıştırılmaktadır (Aslancan ve Sarıbaş, 2011). Son yıllarda ise fermente edilmiş hayvan gübresi ve besin atıklarının Kırmızı kaliforniya solucanları tarafından sindirilmesi sonucu ortaya çıkan organik bir gübre çeşidi olan ve başta NPK (azot-fosfor-potasyum) olmak üzere iz elementlerini dengeli bir biçimde İçeren Solucan gübresi birçok lavanta yetiştiricisi tarafından gübreleme ihtiyacında tercih edilmektedir.


Lavanta Tarlalarında Sulama

Lavanta bitkisi uçucu yağ üretiminde kullanılan birçok bitkiye kıyasla kuraklığa daha dayanıklı olup, neredeyse sulamaya ihtiyaç duyulmaksızın kültürü yapılabilen aramotik bitkilerden birisidir. Lavanta bitkisinin en fazla ihtiyaç duyduğu sulama dikim aşamasındaki cansuyu uygulamasıdır. Genelde dikimden sonraki 2. haftadan itibaren ihtiyaca göre bu sulama aralığı açılarak bitkiler tutana kadar devam edilmesi fide kaybını azaltacaktır (Gülşen, 2017). Daha sonraki yıllarda sulamaya fazla ihtiyaç olmamakla birlikte vejetasyon döneminde yağışın çok sınırlı olduğu ve hafif (kumlu) topraklarda üretim yapılıyorsa verimi bir miktar yükseltmek amacıyla özellikle çiçeklenme başlangıcında sulama yapılmaktadır. Ancak hastalıkları teşvik ettiğinden dolayı aşırı sulamadan kaçınılmalıdır. Sulama yöntemi olarak ta mümkünse damlama sulama yöntemi tercih edilerek yabancı otların gelişimi de kontrol altına alınmalıdır (Https://www.dalrrd.gov.za/, 2009, Aslancan ve Sarıbaş, 2011). Eğer lavanta yetiştirilebilecek yükseltilerin (rakımların) üst sınırlarına yakın alanlarda yetiştiriliyorsa bitkileri kış soğuklarından korumak için yazın sonuna doğru aşırı sulama ve azotlu gübreleme yapmaktan kaçınılmalıdır. Bu tip bölgelerde havalar aşırı kurak gitmiyorsa ilk donlardan yaklaşık bir ay öncesinden sulamanın kesilmesi bitkilerin kış soğuklarından olumsuz yönde etkilenme riskini azaltacaktır (Gülşen, 2017).


Lavanta Tarlasının Bakımı

Lavanta üretiminde en önemli bakım işlemlerinden birisi yabancı ot mücadelesidir. Özellikle fidelerin ilk dikildiği yıllarda elde edilen bitkiciklerin yabancı otlara karşı rekabeti çok zayıftır. Bu nedenle dikimden önce tarlanın kurulacağı yabancı otlardan mümkün olduğunca temiz alanlar seçilmelidir. Daha sonrada uygun ve üst üste yapılan toprak işlemelerle yabancı otlar dikimden önce yok edilmelidir.

İlk üç yıl da lavanta plantasyonunda yabancı ot kontrolü çok önemlidir. Daha sonraki yıllarda lavanta bitkisinin allelopatik etkisinden dolayı yabancı otlar baskılanmakta olup, ilk üç yıldan sonra çoğunlukla yabancı ot mücadelesine ihtiyaç kalmamaktadır (Aslancan ve Sarıbaş, 2011). Birinci yıl 3 defa el çapası yapıldıktan sonra ikinci ve üçüncü yıllarda sıra arasında mekanik çapalama (10-15 cm derinlikte) ve sıra arasında el çapası ile bu işlem yapılabilir. Bazı plantasyonlarda ise bu sayılar ilk yıl sıra arası 4-5 defa ve sıra üstü 2-3 defa çapalamaya kadar çıkabilir.

Yabancı otları kontrol etmede üretim tarlasında sıra aralarının malçlanması (polyetilen naylon veya tercihen organik madde ile kaplanması) da oldukça etkili bir metottur. Malçlama ya fide dikiminden hemen sonra elle veya fide dikimi esnasında malçlama yapabilen dikim makineleriyle yapılabilir. Malçlama ürün kalitesini artırması ve topraktaki nemi uzun süre koruması tercih edilebilir (Bienvenu, 1995, Https://www.dalrrd.gov.za/, 2009, Beus, 2006).

Lavantanın üretimini engelleyecek önemli bir hastalık ve zararlısı yoktur. Yalnız bazı yıllarda bitkinin kök kısımlarına şapkalı mantar ve beyaz kök çürüklüğü, toprak üstü kısımlarına ise Septoria lavandulae ve Ophiobulus brachyascus gibi hastalık etmenleri zararlı olabilmektedir.


Lavanta Tarlasının Gelişimi

Lavantada büyüme ilk yıl oldukça yavaş olur, kısa saplar meydana gelir. Esas büyüme ve verim ikinci yıldan itibaren başlar. Lavanta fideleri gelişimleri esnasında dikimden itibaren çiçek vermeye başlar. İlk iki yılda çiçek sapları kısa, çiçek başakları ise oldukça küçüktür. Bahar aylarında bitki uyanmaya başlamadan önce mutlaka budama yapılması gerekmektedir. Budama ile çiçek sayısı artar. Hasat edilen bitkilerin bir kısmı yeni tomurcuk haldeyken, bir kısım bitkilerde çiçeklenme zamanı geçmekte ve yağ verimi düşmektedir. Bu nedenle İlk 3 yıl ana amaç çiçek ve yağ veriminden ziyade bitkinin yan dal oluşumunu hızlandırmak olmalıdır. Bu nedenle yılda 2-3 hasat yapılabilmektedir.

Lavanta, iklim ve toprak koşullarına, arazinin bulunduğu yükselti ve yönlere göre değişim göstermekle beraber genellikle Haziran-Temmuz ayında, önce tomurcuklanma ardından çiçeklenme gösterir. Çiçeklerin, çiçek sapından itibaren yukarıya doğru yarıdan fazlası kuruduğu dönem bitkinin hasat zamanıdır.

tr_TRTurkish